Sanat zihnimizde ve iç dünyamızda var edilmiş olan yaşantıların somut dünyaya getirilmesi olarak ifade edilebilir. İç dünyamızın karmaşası, düşüncelerimiz ve duygularımız bunlar üzerine bir sorgulama süreci yapmak kaydıyla anlam bulur. Bu süreç biraz daha felsefi bir aşamadır. Bu sorgulama ile duygularımızı tanır ve en derin düşüncelerimizi hatta orada olduğundan haberdar olmadığımız nice düşünleri de keşfederiz. Bu keşif bir kendini tanıma sürecidir. Felsefenin bu noktada önem kazandığını söyleyebiliriz. Biz sordukça yine kendimiz çeşitli cevaplar üretiriz. Bir süre sonra bunun ardı arkası kesilmemeye başlar. İçinde az da olsa sanatçı ruhu taşıyan biri bu düşüncelerin ne denli değerli olduğunu bilir ve bunların zihin boşluğunda kaybolup gitmesine izin vermek istemez. İşte bu noktada sanatsal yazın tarihi başlamıştır.
Sanat Yazınının Oluşma Süreci
Zihin sorguladıkça daha derin yerlere doğru ilerler. Kişinin kendine başta sorduğu soru ne hakkında olursa olsun böyle bir yolculuğun sonunda kişi kendini bambaşka bir konuyu bambaşka bir şekilde düşünürken bulabilir. Kişi en son noktaya gelene kadar çok farklı düşüncelere uğramıştır. İçlerinden geçip giderken bazılarının ne kadar önemli olduğunu fark edip duraksamış bile olabilir. İşte bu farkındalık zihinden geçenleri yazıya dökmek eyleminin asıl güdüleyicisidir. Bu bağlamda tarihte bir gün birinin bir yerlerde bu hissiyata kapılıp bir şeyler yazmaya başlaması belki bugünün sanat yazıları anlamında ilk adımı olmuştur. Sanat yazılarının oluşma süreci öncelikle zihinde bu tür sorgulamalar ve bunları kaybetmek istememe arzusu ile başlar. Nihayetinde bu düşünceler kâğıda dökülür ve kökleri sanatçının zihninin derinliklerinden gelen düşünceler ardı sıra filizlenmeye başlar.
Sanat Yazıları
Tarihçe birçok düşünür, pek çok sanatçı bu arzudan kurtulamamış ve birbirinden değerli eserler ortaya koymuşlardır. Hangi dönemde yaşamış olurlarsa olsunlar bugün hala eserlerindeki sanat sözleri aramızda dolaşmaktadır. Bu güzel sanat sözleri bizlere düşünülebilecek çeşitli konular hakkında bir başlangıç noktası olurken aynı zamanda estetik duygular uyandırmayı da başarırlar. Bazı sözler öyle güçlü bir düşünsel kökene veya edebi mahiyete sahiptir ki bunların okuyucularında sanata dair bir şey yaratabilme arzusu doğurabilir. Bu şekilde sanatta süregelen bir devamlılık hali söz konusu olur.
Yorumlar