Zamanın birisinde filler, hayvanların yaşadığı ormanın kralı ve yöneticisi imiş. Bu ormanda şirin mi şirin pek çok hayvan, birlik ve beraberlik içinde yaşamlarını sürdürürlermiş. Bu ormanın yöneticisi olan fil, bilge bir kişiymiş. Bir karar alacağında hayvan dostlarından yardım alır, onların isteklerine göre karar verirmiş. Bu hayvanlardan birisi de yaşlı bir serçeymiş. Bu yaşlı serçe her gün hiç aksatmadan kral filin yanına gelerek gördüklerini anlatırmış.
Kral filin oğlu ise genç ve heyecanlı bir filmiş. Her gün kırlarda arkadaşlarıyla oyun oynamaya çıkar, yorulduğunda ise babasının köşküne gelirmiş. Genç ve heyecanlı bu fil babasının bu yaşlı serçeye neden önem verdiğini ise bir türlü anlayamazmış. Serçe ile kendisini karşılaştırarak gerinerek yürürmüş. Büyük oluşundan ve cüsseli yapısından dolayı küçük hayvanları küçümser bir tutum içindeymiş.
Genç Fil Kral Oluyor
Günler böyle akıp giderken çok kötü bir olay olmuş. Hastalanan kral fil, kısa süre içerisinde yaşamını yitirmiş. Orman halkı ve cümle hayvan ahalisi büyük yas tutmuşlar bilge kralın ardından. Kralın bilgeliğinden, anlayışından ve karar almasının isabetinden dem vururlarmış. Masal bu ya, kral fil öldükten sonra ise başka oğlu olmadığından tahta oğlu olan genç fil geçmiş. Geçmiş geçmesine ama ne karar vermekten anlarmış ne de yönetimden.
Genç fil kral olduktan kısa bir süre sonra yanına yaşlı ve bilge serçe gelmiş. Düşmanları olan komşu kurt ormanının kralın ölmesiyle planlar yaptığını genç krala iletmiş. Genç fil ise serçeye üsten bakarak şöyle demiş:
-Sen ne dersin bre! Ne düşmanı, ne kurdu. Düşman plan yapsa önce ben bilirim.
Yaşlı serçe ise şöyle cevap vermiş:
-Sayın kralım. Babanız bana güvenir ve benim söylediklerime göre hareket ederdi. Bu zamana kadar tüm düşmanları bu sayede engelledik.
Genç fil şöyle dedi:
-Hadi git işine ihtiyar!
Aradan çok kısa bir süre geçmişti ki düşman ormanın kurtları bu mutlu ormanı talan etmeye başladı. Önüne gelen hayvana saldırıyor, gördükleri tavşanları, keçileri ve koyunları o anda mideye indiriyorlardı. Sıra fillere geldiğinde ise filler bu kargaşa içerisinde nereye kaçacaklarını bilemedi. Her biri düşman önünde telef oldu gitti.
Saldırıya hazırlıksız yakalanan genç fil ise birçok yerinden ısırılmış şekilde, her tarafı yara bere zor bela düşmandan kendisini kurtarabilmişti. Giderken bir ağacın üstünde yaşlı bilge serçeyi gördü. Bilge serçe ona bir bakış atarak içinden şöyle geçirdi: ‘’İşte kibrin sonu. İşte gururdan düşülen hal.’’ diyerek kral file yönünü dönmeden çekip gitti.
Yorumlar